Bu kez Akdenize doğru rotamızı çevirip, Mersin topraklarındaki Tarsus ilçesini keşfe çıkıyoruz. Yıllardır ismini duyup, bir türlü gitme fırsatı bulamadığım Eshab-ı Kehf Mağarasını da ziyaret etme şansını nihayet yakaladım. Tarsusun 6000 yıllık tarihi geçmişi bulunduğu için, gidilesi çok sayıda tarihi ve kültürel mekan yer alıyor. Üstelik geçmişten günümüze dek ismi değişmeyen ender kentlerden birisi.
Antik Çağda önemli metropollerden biri imiş Tarsus. Bu yönüyle eski medeniyetlerde kültür ve cazibe merkezi imiş. Günümüzde de önemli bir turizm potansiyeline sahip olsa da, ne yazık ki yeteri değeri görmüyor. Roma, Bizans ve Yunanlıların izlerini taşıyan Tarsus, ayrıca doğal zenginlikleri ile de dikkat çekiyor. Bugün sizlere keşfetmeniz gereken en önemli yerleri aktaracağım.
St Paul Kilisesi
Yapımında kesme taşlar kullanılan St Paul Kilisesi, XII. yy dan kalma tarihi bir eser. Kilisenin tavanında Hz İsa freskleri ile süslenmiş, duvarlarda ise Marcos , Lucasın yanı sıra Mattaios ve Yohannes freskleri de ilgi çekiyor. Oldukça kalın ve yüksek duvarları olan St Paul Kilisesi, Hristiyanlarca kutsal sayılıyor. Değerlendirildiğinde inanç turizmine açılarak,ilçenin ekonomisine katkı sağlaması yüksek diyebiliriz.
Aziz Paul Kuyusu
İncilde yaşamı ve adı geçen St. Paul, Hristiyanlarca benimsenen kutsal din görevlisi. St. Paulun yaşadığı yerlerden olan Tarsusta, evinin bulunduğu yerde bulunan kuyu, günümüze dek ulaşmış. Kuyuda ilgi çekici nokta ise, gövdesinin kare olarak yapılmasına karşın ağız taşının silindir şeklinde olması. Derinliği yaklaşık 40 metre olan kuyunun, suyu hiç eksilmiyor. Unesco Dünya Miras Listesine aday gösterilmiş olup, görülmesi gereken yerlerden biridir.
Tarsus Şelalesi
Özellikle bahar ayında ziyaret edilmesi gereken muhteşem bir doğal güzelliğe sahip. Bahar ayından kastımız debisinin güçlü şekilde akışından kaynaklanıyor. Toros Dağlarından doğan Berdan Irmağı burayı oluşturuyor. MS 527 - 565 yıllarında Bizans dönemi imparatoru Justinyen, taşkınları önlemek için burada yaptırdığı düzenlemeler ile şelalenin bugünkü oluşumuna öncülük etmiş. Şelalenin olduğu bölgede ayrıca nekropoller de yer alıyor.
Yedi Uyurlar Mağarası (Eshab-ı Kehf)
Efsanelere konu olan, tarihi mağara Eshab-ı Kehfe nihayet ulaşmış olduk. Müslümanların olduğu kadar Hristiyanlar için de kutsal sayılan Yedi Uyurlar Mağarası, dört köşeli bir kayadan oluşmuş. Mağaraya altı basamakla inip gezebiliyorsunuz. Kuran-ı Kerimde de özellikle yer verilen mağaraya, 1873 yılında Sultan Abdülaziz kitabe ekletmiştir. İlçe merkezine sadece 14 kilometre mesafede yer aldığı için, ulaşımı da kolay sağlanıyor.
Şahmeran Hamamı
Günümüze dek dillerden dillere dolaşan Şahmeran Efsanesini duymayanınız yoktur. Şahmeran, yılan şeklinde gövdesi ve insan başlı olan yılanların şahı olarak bilinir. Efsaneye göre Şahmeran, Tarsusta bir hamamda öldürülmüş. Bu nedenle buraya Şahmeran Hamamı adı verilmiş. Yapı, Romalılara ait olan temel üzerine yapılmıştır. Tarih boyunca çeşitli onarımlardan geçen hamam, en son 1990 yılında restore edilerek, hizmete açılmış.
Üyelik Ücretsiz ve Sadece 2 Dakikanızı Alacak...
Otelfiyat.com'a üye olarak her rezervasyonda %5 Parapuan kazanırsınız
Ayrıca sadece üyelerimizin görebildiği Extra %10 indirimli otellerimizi keşfedebilirsiniz.